Birleşmiş Milletler (BM) 79. Genel Kurulu kapsamında ABD'nin New York kentinde düzenlenen G20 Dışişleri Bakanları toplantısında konuşan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İsrail'in Gazze ve Lübnan'a yönelik saldırılarına ilişkin değerlendirmelerini dile getirdi.
Filistin'de başlayan çatışmaların Lübnan'a da yayılmasıyla bölgenin yaygın çatışma riskiyle karşı karşıya olduğunu belirten Dr.
Fidan'ın açıklamaları şöyle:
“Bugün, küresel yönetişim reformuna ilişkin eylem çağrısını destekleyerek, G20 bakanları olarak bu çabaya olan bağlılığımızı bir kez daha teyit ediyoruz. Gazze'deki kabul edilemez durum, uluslararası topluma bir uyandırma çağrısı olmalıdır. Filistinlilerimizi kınamayacağız. kardeşlerimizi açlığa, katliama, sessiz kalmayacağız.
Şu anda çatışmanın Lübnan'a kadar uzanmasıyla karşı karşıyayız ve daha da uzayıp uzamayacağını bilmiyoruz. Dolayısıyla daha geniş bir çatışma riskiyle karşı karşıyayız. İsrail'in; Gazze, Batı Şeria ve Doğu Kudüs'teki Filistinlilerin yok edilmeye devam edilmesinin bölgesel istikrar ve uluslararası düzen üzerinde daha geniş etkileri olacak.
Bu durum her geçen gün uluslararası sistemin aşınmasına yol açmaktadır. Tam teşekküllü ve işleyen bir Filistin Devleti, Orta Doğu'da barışa ulaşmanın tek yoludur. İki devletli çözüme yönelik çabalarımızı yoğunlaştırmalıyız. Hiç şüphe yok ki küresel yönetişim reformunu tartışmak için en uygun forum burası. Birleşmiş Milletler, çok taraflılığı yeniden şekillendirme girişimlerinin başlaması gereken kurumdur. Birleşmiş Milletler, Güvenlik Konseyi reformu konusunu ele almadan tam olarak faaliyete geçemez.
Çağrımız daha demokratik, hesap verebilir, temsili, şeffaf ve etkin bir Güvenlik Konseyi'dir. Çağrımız, bir ülkenin vetosunun diğerlerinin kaderini belirlemediği bir Güvenlik Konseyi'dir. Bu önemli reformlar sadece Birleşmiş Milletler ile sınırlı kalmamalı. Ayrıca uluslararası finansal mimariyi ve çok taraflı ticaret sistemini de reforma tabi tutmamız gerekiyor. Bu, Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine ulaşmayı hızlandıracaktır. Bugün burada gerçekleştireceğimiz Gelecek Zirvesi ve kapsayıcı toplantının bu yapıcı reformların önünü açacağını umuyoruz. Türkiye bu yönde katkı sağlamaya devam edecektir.”