Kanser, dünyada ve ülkemizde bilinen nedenlere bağlı ölümler arasında kalp-damar hastalıklarından sonra ikinci sırada yer almaktadır.
Kanserin bu kadar yaygınlaşmasının nedenleri arasında artan stres, tütün ve alkol kullanımı, yetersiz beslenme, işlenmiş gıdalar ve sanayileşmenin neden olduğu hava kirliliği yer alıyor. Özellikle 50 yaş altı kişilerde kanser vakalarının son 30 yılda arttığı biliniyor.
Bu nedenle Z Kuşağı olarak da bilinen kitle grubu için kanserle mücadele büyük önem taşıyor. Kanserle mücadelenin yolu bilinçli beslenme ve tarama programlarından geçiyor. Medicana Sağlık Grubu Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muzaffer Sarıyar ve Doç. Dr. Ozan Akıncı, 1-7 Nisan Ulusal Kanser Haftası'nda kanserden korunma konusunda önemli bilgiler verdi.
Dünya Sağlık Örgütü'ne (WHO) bağlı Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı'nın (IARC) bu yıl yayınladığı rapora göre, 2022 yılında 20 milyon yeni kanser vakasının ortaya çıkacağı ve bu rakamların küresel ısınmayla birlikte daha da artacağı tahmin ediliyor. tümörlerin düzensiz büyümesi. diyet, tütün ürünleri kullanımı, hareketsizlik ve stres. 2050 yılında dünya çapında 35 milyondan fazla yeni kanser vakasının ortaya çıkması beklense de bu sayının 2022 yılında tahmin edilen 20 milyon vakadan %77 oranında artması bekleniyor. Ancak iyi beslenme gibi sağlıklı seçimler yaparak kanser riskinizi azaltabilirsiniz. , aktif kalmak ve sigara içmemek. Ayrıca bazı kanserlerin erken teşhisi için önerilen çok sayıda tarama yöntemi bulunmaktadır.
Teknoloji bağımlılığı kanserin gelişiminde de rol oynuyor
Medicana International Hospital İstanbul Genel Cerrahi Bölümü'nden Prof. Muzaffer Sarıyar, kanserle mücadelede doğru ve bilinçli beslenmenin, fiziksel egzersizin, stresten kaçınmanın ve tütün ürünleri kullanımını bırakmanın önemli olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi: “Günümüz dünyasında yaşam beklentisi arttı. 65-70 yaş arası bireyler artık orta yaşlı gruba giriyor. Günümüzde yaşam beklentisinin artması ve tarama yöntemlerinin gelişmesiyle birlikte kanser görülme oranları da artıyor. Ancak kanserin görülme sıklığı sadece orta yaşlı ve yaşlı bireylerde değil, gençler arasında da artıyor. Dengesiz ve sağlıksız beslenme, tütün ürünleri kullanımı, hareketsizlik, obezite, doğal ürünleri tüketememe, hava kirliliği, teknoloji bağımlılığı ve modern yaşam nedeniyle artan stres de kanserde rol oynuyor” dedi.
Koruma için Akdeniz diyeti
Kanser riskinin azaltılmasında özellikle beslenmenin önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Muzaffer Sarıyar, şunları söyledi: “Kanser hücreleri de dahil olmak üzere vücuttaki tüm hücrelerin ana enerji kaynağı şekerdir. Yani şeker hücrelerin temel fonksiyonlarını sürdürebilmesi için gereklidir. Her vücutta kanser hücreleri vardır. Ancak kanser hücreleri hızla büyüyüp çoğaldıkları için normal hücrelere göre daha fazla şeker kullanırlar. Ayrıca aşırı şeker tüketiminin neden olduğu yağlanma ve obezite de kansere neden olur. Bu nedenle beslenmede şeker dengeli miktarda tüketilmeli ve şeker ihtiyacı kontrollü porsiyonlarda meyve ve sebzelerden karşılanmalıdır. Ayrıca doğal beslenme de önemlidir. Akdeniz diyeti vücut için en uygun beslenme türüdür. Trans yağlar yerine zeytinyağı tüketilmelidir. Sebzeler haşlama, fırınlama, buharda pişirme gibi sağlıklı yöntemler kullanılarak pişirilmelidir. Haftada en az 2-3 kez balık tüketilmeli, kızartılmış yiyecekler tüketilmemelidir. Kırmızı et yemeyi planlıyorsanız mangal ve kızartma yöntemleri tercih edilmiyor. Konserve yiyeceklerden kaçınılmalıdır. Meyve ve sebzelerin de mevsiminde tüketilmesi gerekiyor” dedi.
Tedaviler kurul tarafından belirlenecektir.
Kansere yönelik pek çok tedavi yönteminin bulunduğunu belirten Prof. Dr. Sarıyar, şunları söyledi: “Cerrahi, tıbbi onkoloji ve radyasyon onkolojisi alanlarındaki gelişmelerle tedaviler gerçekleştiriliyor. Kanser tedavisi genellikle radyasyon tedavisi, kemoterapi, ilaçlar, cerrahi yöntemler, hormon tedavisi, immünoterapi ve kanser hücrelerini öldürmek için bazı yaşam tarzı değişikliklerini içerir. Tedaviler kurulu kurulların bulunduğu tam teşekküllü merkezlerde planlanmalıdır. Son yıllarda tedavilerde girişimsel radyoloji yöntemleri de kullanılmaya başlandı.
Tedavide sıcak kemoterapi de kullanılmaktadır.
Profesör. Muzaffer Sarıyar, batına yayılan tümörlerin yakın gelecekte tedavi edilemeyeceği yönünde bir kanaatin bulunduğunu hatırlatarak, ileri intrauterin cerrahi tedavi yöntemleri olarak sitoredüktif cerrahi ve ısıtmalı karın içi kemoterapi yöntemlerinin yerini aldığını söyledi. -karın tümörleri.
Türkiye'de bazı merkezlerde uygulanan sıcak kemoterapi tedavisinin kanser hastalarına daha uzun yaşam şansı sunduğunu belirten Sarıyar, şöyle konuştu: “Tedavide yeni umut olan bu tedavi yöntemi (ısıtmalı karın içi kemoterapi/hipertermik intraperitoneal kemoterapi-HİPEK) ile kanser hastalarına daha uzun yaşam şansı sunuluyor. İleri evre kanser hastalarında tümörlerin önemli bir yüzdesine teşhis konulabiliyor.” kullanılmış. Profesör. Sarıyar, bu yöntemin ilk kez teşhis edilip ameliyat edilmeyen ileri evre tümörlerin yanı sıra daha önce ameliyat edilmiş ancak nüks etmiş tümörlerde de uygulanabileceğini söyledi.
50 yaş altı vakalar son 30 yılda arttı
Medicana International Hospital İstanbul Genel Cerrahi Anabilim Dalı Doç. Dr. Ozan Akıncı ise kanserin küresel ölçekte giderek artan bir ivmeyle yayıldığına dikkat çekerek, şunları söyledi: “Bu artış Artan stres, kaygı, tütün ve alkol tüketimi, hareketsizlik, obezite, radyasyon, GDO ve hormon içeren gıdalar, tarım ilaçları ve sanayileşmenin neden olduğu hava kirliliği en önemli tetikleyicilerdir. 50 yaş altı kanser vakaları son 30 yılda daha da arttı. Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre ülkemizde 50 yaş altı kanser vakalarının oranı %66'dır. Bu kadar ciddi bir oran göz önüne alındığında Z kuşağının kanserle mücadelesi daha da önem kazanıyor” dedi.
Kanser gerçeği fark edilmeli
Doçent, dünyada her 5 kişiden 1'inin hayatında en az bir kez kansere yakalanacağını belirtti. Ozan Akıncı, şunları söyledi: “2022 yılında dünya genelinde her yıl 20 milyon yeni vaka ve 9,7 milyon kansere bağlı ölüm yaşanacak. Bu verilere dayanarak 2050 yılında her yıl %77 artışla 35 milyondan fazla yeni kanser vakasının gelişeceği öngörülüyor. Sanayileşme ve risk faktörlerinin etkisiyle bu tablonun daha da dramatik hale gelebileceği tahmin ediliyor. Bu nedenle önlem almak gerekir. Kanserle mücadelede tam başarı ancak kansere neden olan faktörlerden kaçınılmasıyla mümkündür. Kanseri erken dönemde tanımak veya tespit etmek, kanseri tamamen yenmek için çok önemlidir. Kanser gerçeğinin farkında olmak ve risk faktörlerini değiştirmek faydalı olabilir. Ancak daha güçlü olabileceğimiz alanlardan biri tarama testleridir. “Doktorumuzla işbirliği yaparak meme, akciğer, kolon, mide, prostat ve rahim ağzı kanseri tarama testlerini uygun zamanda yaptırmanız önemlidir” dedi.
Kanserde motivasyon önemli
Doç. Dr., hastaların tarama testleriyle teşhis konulduktan sonra olumsuz bir duygu durumuna girebileceğini söyledi. Dr. Akıncı, “Tedavi sürecinde hastalara en önemli destek moral ve motivasyondur. Ailelerinin ve sevdiklerinin yanlarında olduğunu görmek onları kansere karşı da güçlendiriyor. “Ayrıca bu süreçlerde doktor-hasta işbirliği ve güven duygusunun en önemli motivasyon kaynağı olduğu söylenebilir” dedi.
Kaynak: (guzelhaber.net) Güzel Haber Masası
—–Sponsorlu Bağlantılar—–